Mühür

İnsanlar yalanları sever ençok ona sarılır ve inanır bu geçici ruh halini uçucu madde kullananlardan farksız buluyorum. Onlara bildikleri gerçeği söylemeyin ruhları kör, sağır,dilsiz ve ömürlük engellidir.p.t

Eylem

Hayat çizgin seksede, mahalle baskısı sekmez, aslında tüm olup biten kıskançlığın eylemidir...

Biri sana yazmış !

İstiyorum ki; en mahrem koy gibi olsun yazdıklarım, gözünün ucuna ilişen okumak için aldığın ama bir türlü zaman ayıramadığın, raftaki kitabınım ben, bazense unuttuğun sevdanın neşteri. Kuytuda, köşede kalmış aynı işaret dilini kullanan, evrende yanlız olmadığını sana hatırlatan birilerinden biriyim ben, geçiyordum uğradım demek isteyen bunu bahane edip hancının hanesine yerleşen,seni duyan biriyim ben. İddiasız, özel olsun diye, gönlümüzce karalayalım diye,zehir içerde kalmasın diye, yargılamadan, yargılanmadan özgürce yazalım diyen biriyim ben...kimsin bilmiyorum ama seni çok önemseyen biriyim ben..

susmak...

...Susarak kimler ölmedi ki !

Ya sus-git, ya konuş-gel,ortalarda kalma.

...

Fazla

Karnaval

MANTAR..

MANTARCA...
Sevgililerin sevişmeden önce açtıkları.. şarabın mantarıyım ben, denizin yüzeyine fırlayan , suyun derinliğine dalamayan hep sığ kalan, ben bir şişe mantarıyım kimbilir kimin için açtığın, fırlayıp alabildiğine yükseğe uçan ve son hızla çakılan, dalgalarla kıyıya vuran.
Mantarım işte ambiyanstaki o abartılı patlama sesiyim ben, seni alabidiğine heyecanlandıran...şarabın yıllanırken femantasyon sırrına şahit olan...senin hiç umursamadan fırlattığın mantarım ben...

galiba

Hayat anlamaya çalışmadığında şahane, galiba hayat başı boş olmayı seviyor :)

a&k

Belkide ben masal ülkesinde, bavulumda korkularımla seyahatteyim ve şüphesiz ki aşkzedelerdenim.

Zeynep'ten Şahaneler !

Erkekler 12'ye kadar çekilir;
12 den sonra büyüleri bozulur,
kabak tadı verir,
kısa cümleler kurabilir,
(yatalım mı!gibi)
özetle anlamadığım,
ve anlamaya niyet etmediğim
ERKEKLER.

şahane

sana kendini şahane hissettiren çok fazla şeyle karşılaşıyor olmalısın, anlamadığın o şahane hissiyatların aşkın yerini tutmayacağıydı...

yazmak

sadece sana yazarken, birden sana yazar buluyorum kendimi...

uyan

yaşadıklarımızdan çok yaşamadıklarımıza hayıflanıyoruz bu aralar...kimi görsem keder...uyan...çevrene bir bak! ilk cemre düştü...yaşamına doğacak haberlere,yüreğine sığacak aşka gebe gün...şimdi belki tomurcuk ama yakında bir mevsim olacak...

Tek renk

Makinelere ruh ve duruş verilebilen bir yüzyılda, insanoğlu ruhsuzlaşıyor ve o hızla yalnızlığa mahkum ediliyor. İyi uykular tek renk rüyalar insanoğlu...

İtiraf..

Hayata biraz hipermetropum :) doğuştan olabildiği gibi, sonradan da olabilirmiş. Çoklukla yaşın ilerlemesi durumlarında görülür. Oysa benim, herşey gördüklerimden sonra oldu...

bana dair

Keşfime çıkmışsan; yolda rastladığın mağlubiyetlerime bakma, varmak istediğin yer bensem, yol uzun sohbete kalma vazgeçmiş olurum.(zeynep)

Bezgin

Kim indirdi gökyüzünden yıldızları ?
niye küstü zaman ?
yorgun göz kapaklarım
giderek ağırlaşmakta,
taşımıyor sanki ruhum  bedenimi,
bu bezginlik elbisesini kim biçti üzerime
ya sen nasıl yakıştırdın  yaptıklarını kader diye.®

Dürtü

Hiç kimse yaşamadıkları hakkında tecrübe etmiş gibi fikir yürütüp ahkam kesmesin, zira bir gün yaşamayacağı anlamına gelmez...işte ozaman susmak ! konuşmak kadar kolay ve hafif olmayacak.